Otizm ve Yeme Bozukluğu
Otizm ve Yeme Bozukluğu
Otizm spektrum bozukluğu (OSB) tanılı çocukların tipik olmayan yeme davranışlarına sahip olması yaygın görülen bir durumdur. Normal gelişim gösteren çocuklarda beslenme problemleri ile karşılaşma oranı %13-32 iken OSB’li çocuklarda bu oranın % 46-89’a kadar çıktığı belirtilmiştir (Bandini ve ark., 2010).
Otizmli bireyler oldukça seçici yeme gereksinimlerine sahip olabilir veya yiyeceklerin dokusuna, görünümüne, kokusuna veya yerken çıkardıkları sese karşı özellikle hassas olabilirler. Bu durum yiyeceklerden tiksinmelerine yol açabilir. Yemek yemenin sosyal yönleri de (başkalarıyla birlikte bir masada oturmak, başkalarının yemeğini yiyene kadar beklemek gibi) zorlayıcı olabilir. Ayrıca yemek yemeyi zevksiz bir deneyim haline getiren ağız yapısıyla ilgili sorunlar (çiğneme veya yutma güçlüğü) veya mide-bağırsak sorunları gibi fiziksel zorluklar yaşayabilirler.
Bu durumların birçoğu yeme bozukluğu olan kişilerde de yaygın olarak görülmüştür. Bu nedenle, yeme bozukluğu olan kişilerde otizmin görülme sıklığını ve yeme bozukluğu-otizm ilişkisini daha iyi anlamak için çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Otizmli kişilerde tüm yeme bozukluğu türlerine rastlanılsa da, araştırmaların çoğu güncel olarak anoreksiya nervoza ve kaçıngan/kısıtlı yiyecek alımı bozukluğuna odaklanmaktadır (Nimbly ve ark., 2022).
Biçer ve Alsafar’ın (2013) Türkiye’de çocuklarla yaptığı araştırmada ise OSB tanılı çocuklarda en sık görülen yeme problemleri; kısıtlı yeme (%30), hızlı yeme (%24), yutma problemi (%17) olarak belirtilmiştir.
Otizm ve kaçıngan/kısıtlı yiyecek alımı bozukluğu
Kaçıngan/kısıtlı yiyecek alımı bozukluğu (KKYAB), DSM-5 tarafından, besin/enerji alımı gibi ihtiyaçların karşılanamamasına yol açan, sürekli şekilde sağlıklı olmayan beslenme düzeniyle karakterize edilen bir yeme bozukluğu olarak tanımlanmaktadır.
KKYAB, bir kişinin yiyecek alımını kısıtlaması açısından anoreksiya nervozaya benzer, ancak kısıtlamanın ardındaki nedenin farklı olduğu görülmüştür. KKYAB tanılı kişilerin, anoreksiya nervoza tanılı kişilerdeki gibi kilo almayı önlemek, vücut şeklini/boyutunu kontrol etmek için yiyecek alımını kısıtlamadığı bulunmuştur. Kişiler, kendilerine göre zararlı yiyeceklerden, kendilerine rahatsız hissettiren tat ve kokulardan kaçınmak için kısıtlı gıda alımına başvurabilmektedir (Fisher ve ark., 2014).
KKYAB’nin daha çok çocuklarda ve ergenlerde görüldüğü ancak yetişkinlerde de ortaya çıkabilildiği görülmüştür. KKYAB tanılı kişilerin kaçında otizm spektrum bozukluğu olduğuna dair bir veri bulunmamaktadır, ancak aralarında güçlü bir korelasyon olduğu öne sürülmüştür (Mayes ve Zickgraf, 2019).
Otizm ve anoreksiya nervoza
Araştırmalar anoreksiya nervoza hastalarının % 20-35 kadarının otizm tanı kriterlerini karşıladığını göstermektedir (Brede ve ark., 2020; Westwood ve Tchanturia, 2017). Çalışmalar ayrıca anoreksiya nervoza ile otizm arasında genetik bir bağlantı olabileceğini ve bu durumun nörobiyolojik temellere sahip olduğunu bulmuştur (Koch ve arkadaşları, 2015).
Anoreksiya tanısı almış otizmli kişilerde, yalnızca yeme bozukluğu tanısı almış kişilere kıyasla vücut imajı daha az endişe verici bir konu olsa da, duyguları maskelemek için bir başa çıkma mekanizması olarak yemek kısıtlaması daha sık görülen bir durumdur (Brede ve ark., 2020). Ayrıca, otizm spektrum bozukluğu semptomlarından tekrarlayıcı davranışların, kalori sayma ve egzersiz yapma gibi alanlarda da görüldüğü ve bunların anoreksiya semptomlarıyla örtüştüğü bulunmuştur (Westwood ve Tchanturia, 2017).
Yeme bozukluğu olan otizmli kişilerde öne çıkan konular
Duyusal hassasiyet
Otizmli kişiler gördükleri, duydukları, kokladıkları, dokundukları veya tattıkları şeylere karşı hassasiyet gösterebilir. Otizmli olmayan insanlarla karşılaştırıldığında genellikle yiyeceklerin dokusu, görünümü, kokusu ve sesiyle ilgili daha fazla duyusal sorun yaşadıkları görülmüştür.
Rutinler, ritüeller ve değişime direnç
Otizmli kişiler tekrarlayan davranışlar sergileyebilir, rutinlerine bağlı kalmayı tercih edebilir ve değişimden hoşlanmayabilir. Örneğin, yemek yeme zamanları, yerleri ve yiyecek türleri gibi rutinlerin değişimine karşı daha az esnek olabilirler.
İnterosepsiyon (İç algılama)
İnterosepsiyon, açlık, susuzluk, tokluk, ağrı, acı gibi vücudun fizyolojik durumunu bildiren vücut sinyallerinin algılanması, işlenmesi ve temsilini içerir (Craig, 2002). Otizmli kişiler, içsel duyumları fark etmek ve ayırmak konusunda kafa karışıklığı yaşayabilir, bunlara göre hareketlerini düzenlemekte zorlanabilirler.
Aleksitimi
Aleksitimi, duyguları tanımlamada ve ifade etmede zorluk yaşama, duygusal uyarılma ve bedensel duyumlar arasında ayrım yapmakta zorlanma, somut ve gerçekliğe dayalı bilişsel tarz, kısıtlanmış hayal gücü gibi özelliklerle karakterize edilen bir durumdur (Bankier ve ark., 2001) ve otizm spektrum bozukluğunda sık görülür. Aleksitimi olan kişiler hangi duyguyu hissettiklerini belirlemekte zorlanabilirler ve aynı zamanda ne hissettiklerini başkalarına aktaramayabilirler. Bu, kişilerin kendilerini sakinleştirmelerini veya başkalarından destek almalarını zorlaştırabilir ve onları bir başa çıkma mekanizması olarak yeme bozukluğu semptomları geliştirmeye karşı daha savunmasız hale getirebilir (Vuillier ve ark., 2020).
Yeme bozukluklarının önlenmesinde otizmi göz önünde bulundurmak
Bir bağlantı olmasına rağmen, anoreksiya veya KKYAB hastalarının hepsinde otizm yoktur. Bu nedenle otizm tanı kriterlerini bilen ve özel tedavi protokolleri önerebilen uzmanlara danışmak önemlidir.
Otistik özelliklerin yeme bozukluğu semptomlarından önce, erken çocukluk döneminde ortaya çıktığına dair araştırmalar (Solmi ve ark., 2020), otizmli çocuklarda yeme bozukluklarını önleme ve erken müdahalenin önemini vurgulamıştır.
Otizmli kişilerin ihtiyaçlarına göre uyarlanmış destek sistemlerini (yani nöroçeşitliliği onaylayan terapiler) uygulamak çok önemlidir. Ayrıca, otizmli kişilerle ilgilenen profesyonellere (örneğin okul rehberlik öğretmenleri, sağlık ekipleri) psikoeğitim sunmak, otizmli kişilerde yeme bozukluklarının ortaya çıkmasının önlenmesine yardımcı olacaktır.
Yeme bozukluğu olan otistik kişiler için tedavi ve iyileşme
Standart yeme bozukluğu tedavileri, OSB’li kişilerin ihtiyaçlarını karşılama eğilimindedir fakat vücut ağırlığına veya imajına çok fazla odaklanabilir, OSB’li kişilere bunaltıcı gelebilecek grup çalışmaları içerebilir, rutinleri bozan yatılı tedavi süreçleri söz konusu olabilir. Bir kişinin kısa bir süre içinde yeme rutinlerinde dramatik değişiklikler yapmasını gerektiren tedaviler, daha fazla zamana ve daha kademeli bir değişim sürecine ihtiyaç duyan otizmli kişiler için etkisiz olabilir. OSB’li kişiler iyileşme sürecinde daha az yiyecek seçeneğine; kurallar ve beklentiler konusunda daha fazla açıklamaya ihtiyaç duyabilir.
Bu nedenle OSB tanısının konması yeme bozukluğunun tedavisini ve iyileşmesini daha etkili hale getirebilir. Yeme bozukluğu yaşayan otizmli kişiler, yalnızca otistik semptomların farkında olan değil, aynı zamanda onu aktif olarak anlayan ve tedavinin bireyin ihtiyaçlarına cevap vermesine olanak tanıyan bir tedavi planına erişmeye ihtiyaç duyar.
Son olarak,
Otizm ve diğer nöroçeşitlilik durumlarının (örneğin DEHB) bir bozukluk değil, beyindeki işlevsel bir farklılık olduğunu anlamak çok önemlidir.
Yeme bozukluğu tedavilerinin bireyin ihtiyaçlarına göre değişebilmesi gerektiğinden, yeme bozukluğu olan otizmli kişileri desteklerken onların farklı ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmak önemlidir. Bu alanda yürütülen araştırmalara ve kanıta dayalı tedavi protokollerinin geliştirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Referanslar
- https://www.eatingdisorders.org.au/eating-disorders-a-z/eating-disorders-and-autism/
- Bicer AH, Alsafar AA. Body mass index, dietary intake and feeding problems of Turkish children with autism spectrum disorder (ASD). Res Dev Disabil. 2013;34(11):3978-87.
- Bandini L, Anderson S. E, Curtin C, Cermak S, Evans W, Scampini R. et al. Food selectivity in children with autism spectrum disorders and typically developing children. JPediatr 2010;157(2):259-64.
- Fisher, M. M., Rosen, D. S., Ornstein, R. M., Mammel, K. A., Katzman, D. K., Rome, E. S., Callahan, S. T., Malizio, J., Kearney, S. ve Walsh, B. T. (2014). Characteristics of avoidant/ restrictive food intake disorder in children and adolescents: A new disorder in DSM-5. Journal of Adolescent Health, 55(1), 49- 52. 10.1016/j.jadohealth.2013.11.013
- Craig AD. How do you feel? Interoception: the sense of the physiological condition of the body. Nat Rev Neurosci [Internet]. 2002;3(8):655–66. Available from: https://doi.org/10.1038/nrn894
- Bettina Bankier, Martin Aigner, Michael Bach, Alexithymia in DSM-IV Disorder: Comparative Evaluation of Somatoform Disorder, Panic Disorder, Obsessive-Compulsive Disorder, and Depression, Psychosomatics, Volume 42, Issue 3, 2001, Pages 235-240, ISSN 0033 3182, https://doi.org/10.1176/appi.psy.42.3.235.